Brezilya Marie Claire dergisinde Robert ile ilgili çok güzel bir yazı yayınlanmış. Yazar Mariane Morisawa kaç yaşında bilmiyorum ama bizlere bir kez daha Robert’i sevmenin yaşı ve milliyeti olmadığını kanıtladı!
Alacakaranlık efsanesinin ikinci kısmı olan “Yeni Ay” dünya çapında 20 Kasım tarihinde vizyona girdi. Şöyle düşünebilirsiniz: “Unut onu, o gençler için.” Ancak tüm gezegeni kasıp kavuran bu dalgadan kaçmanız mümkün değil. Ve Stephenie Meyer tarafından yazılan kitapların pek çok kadın (20’li, 30’lu, 40’lı …) tarafından çok sevildiğini biliyorum. Artı, onlar vampir Edward Cullen’ı canlandıran Robert Pattinson’ı da seviyorlar.
İlk filmi bundan iki ay önce izleyene kadar bu filmlerle ilgili neden bu kadar büyük bir çılgınlık yaşşandığını anlamadım. “Alacakaranlık” bir film olarak gerçekten kötü. Vampirlerle ilgili bir yapımda önem taşıyan unsurlardan ne özel efektler, ne de makyaj iyi değil. Ama bu ilginin sebebini anlamak kolay. Edward Cullen, genelde bu türdeki varlıklarda bulunan kendine aşırı güven duygusundan yoksun, romantik bir vampir. Ve garip bir genç olan Bella’ya (aynı şekilde garip olan Kristen Stewart tarafından canlandırılmaktadır.) aşık oluyor. Gerçekten bu durumdan korkuyor, ancak bununla birlikte ona olan ilgi ve tutkusundan da vazgeçemiyor. Daha da kötüsü, ona başka vampirler tarafından zarar verileceğinden korkuyor. Kan ve cinsellik arasındaki paralellik bu seride çok belirgin. Ama tüm bu özellikler Edward Cullen’ı tüm gençler için bir rüya sevgili yapmaktadır.
Hepsi bu değil. Herkes, özellikle erkekler Robert Pattinson hakkında ileri geri konuşabilirler. “Banyo yapmıyor.” “Sarhoş gibi görünüyor.” Gerçek şu ki, çok uzun zamandır, sanırım Leonardo DiCaprio’dan bu yana kızları kendine bu kadar çok bağlayan bir adam ortaya çıkmamıştı ve ben bunda yanlış bir şey göremiyorum? Film sektörünün buna ihtiyacı var. Robert Pattinson ne yapsa satıyor. İşte içerik olarak gençlerden çok uzak bir magazin olan Vanity Fair’in kapağı…İşte eğlence dünyasının kutsal kitabı olan Entertainment Weekly’nin kapağı…
Kafası karışmış bir şekilde bu 23 yaşındaki çocuğun söyleşilerini aramaya ve onları okumaya başladım. Sonra ne oldu biliyor musunuz? Şu sonuca vardım: Robert Pattinson’ı beğenmemeniz mümkün DEĞİL. İlk başta, çocuğun biraz genç (benim için kesinlikle çok genç) olduğunu kabul edelim, ama gerçekten yakışıklı – Vanity Fair’de Bruce Weber tarafından çekilen fotoğraflara bakın ve sıkıysa onu beğenmeyin.
İkincisi, o çok içten ve kendini beğenmişlikten çok uzak, bunlar başarılı olmaya başlayan gençlerde pek sık rastlanmayan özellikler. Ayrıca, kendini ciddiye almıyor, hatta kendisi ile dalga geçiyor. “Saçma gelebilir, ama benim başarılı olmamın % 75’i saçlarım sayesinde sanırım,” diyor bu hafta raflardaki yerini alan Entertainment Weekly’de. Bunun dışında insanların aşırı ilgisi ile başa çıkamadığı için otel odasından dışarı bile çıkmıyor. “Ben aslında bir film tanıtımına uyacak tarzda bir adam değilim. Kalabalıklardan hoşlanmıyorum.” diyor Vanity Fair’e.
Ve o gerçek bir oyuncu olmak istiyor. Öyle ki, oyuncu Madeleine Stowe tarafından yönetilecek olan kovboy filmi “Unbound Captives” ve Emilie de Ravin ile oynadığı romantik film Remember Me gibi farklı filmlerde rol almayı tercih ediyor. Bu anlattıklarımızdan sonra rahatlıkla söyleyebiliriz ki, o sektörde bulunan 23 yaşındaki oyuncuların %90’nından çok daha yetenekli ve daha fazla beceriye sahip. Uzun lafın kısası çocuğu rahat bırakın!
-çeviri robertpattinson-tr adminleri tarafından yapılmıştır (:-